Bilinç ve Bilinçaltı
Bilinç genellikle nesnel zihin olan adlandırılır. Çünkü dış nesneler ile ilgilenir. Nesnel zihin nesnel dünyanın farkındadır. Gözlem araçları, beş fiziksel duyudur. Nesnel zihniniz gözlem, deneyim ve eğitim aracılığıyla öğrenir.
Bilinçaltı ise genellikle öznel zihin olarak adlandırılır. Öznel zihin çevresinin farkındadır ama bu farkındalık beş duyu organı aracılığı ile gerçekleşmez. Öznel zihin sezgiler yoluyla algılar. Burası duygularınızın bulunduğu yer ve belleğin deposudur.
Bilinç kendisine söyleneni muhakeme etme ya da tartışma yeteneğine sahiptir fakat bilinçaltı buna sahip değildir. Ona yanlış bilgi verirseniz, bunu doğru olarak kabul eder. Sonra bu bilgiyi gerçek kılmaya çalışır. Telkinlerinizi, bunlar yanlış bile olsa, koşullara, deneyimlere ve olaylara dönüştürür.
Yaşadığınız her şeyi, inançlarınız aracılığıyla bilinçaltınıza ilettiğiniz düşünceler nedeniyle yaşarsınız. Bilinçaltınıza yanlış ya da çarpıtılmış kavramlar iletmişseniz, bunları acilen düzeltmeniz önemlidir. Bunu yapmanın en kesin yolu bilinçaltınıza sürekli yapıcı, uyumlu düşünceler aktarmaktır. Bu düşünceleri sık sık tekrarladıkça bilinçaltınız onları kabul eder. Böylece bilinçaltınız alışkanlıkların bulunduğu yer olduğu için, yeni ve sağlıklı düşünce ve yaşam alışkanlıkları geliştirebilirsiniz.
Yukarıdaki bilgiler Joseph Murphy’nin Bilinçaltı kitabından alıntıdır. Bu kitapta anlatılanlara yav he he diyerek dalga geçmek yerine gerçekten hayatına uygulayanların hayatlarının değiştiğine çok rahat şahit olabilirsiniz.
Gerçekten bilinçaltınız çok güçlü ve kendinizi neye inandırmak istiyorsanız bilinçaltınız ona direkt adapte olarak inanmaya başlıyor. Bu yüzden karşınıza çıkan kötü şeylerde, kötü günler, kötü anılar yaşadığınız zaman bile hep iyi tarafını düşünmelisiniz ve iyi telkinlerde bulunmalısınız. Çünkü bilinçaltınızın bunları yorumlama şansı yok. Siz ne düşünürseniz sizi o yola doğru iletiyor.
Hiç doktora gitmedim diyen insanları duymuşsunuzdur. Sizce neden hiç doktora ihtiyaç duymadılar ? Çünkü onlar bizim gibi düşünmediler hiç. Biz en ufak bir şey olduğunda hemen doktora gidelim ilaç verir geçer diye düşünürüz. Ve o ilacı içtiğimizde günler sonra iyileşiriz. Çünkü inanmışızdır, çünkü kendimize bunu inandırmışızdır. İlacın ve doktorun bizi iyi edeceğine. Bu yüzden iyileşiriz. Hiç doktora gitmeyen insan kendine iyi gelecek şeylerin vücuduna aldığı kimyasallar değil kendisinin yani bilinçaltının olduğunu biliyordu.
Bilinçaltı duyguların kontrolü yanı sıra vücudunuzdaki tüm yaşamsal fonksiyonları kontrol eder. Her şeyi nasıl çalıştıracağını bildiği gibi her şeye neyin iyi geldiğini neyin kötü geldiğini yine bilinçaltınız iyi biliyor. Bu yüzden sizi iyi edecek şeyin bilinçaltınız olduğuna inanın ve bilinçaltınızı doğru bir şekilde yönlendirmeye başlayın.
Bilinçaltınız, uyumadan önce yani yarı uyku halinde ve sabah kalktığınızda en hızlı şekilde çalışır. Bu zamanlarda kendinize inanarak güzel telkinlerde bulunun. Örneğin:
” Her şeyi bilinçaltım sayesinde yapabilirim. Mutluyum, sağlıklıyım, huzurluyum, akıllıyım, istediğim an her şeyi yapabilirim, zenginim. “
Şuan belki de bunların hiçbiri ben değilim diye düşünüyorsunuzdur. Bu düşüncenin tek sebebi var; oda sizin önceden beri kendinizi buna inandırmanızdır. Yatmadan önce ve kalktıktan sonra bunları inanarak kendinize 5 dakika boyunca tekrarlayın. Gün geçtikçe kendinizi daha dinç ve özgüven dolu hissetmeye başlayacaksınız. Ve bir zamandan sonra baktığınızda hepsi birer birer olmuş olacak.
Zenginlik konusunda, düşünerek zengin olsak herkes zengin olurdu ya da düşünerek kim zengin oldu diye düşünebilirsiniz. Ama unuttuğunuz bir nokta var. Hayal gücünüz yine bilinçaltında bulunur ve zengin olmak için gereken en önemli şeylerden biri de fikirdir. Hayal kurarak iyi bir fikir bulursanız zengin olmamanız için hiçbir sebep yoktur.
Son olarak unutmadan belirteyim, siz şuanda zaten zengin olmaya başladınız. Çünkü uçsuz bucaksız bir bilinçaltına sahip olduğunuzu fark ettiniz. Eminim ki bu farkındalık sizi hayal ettiğiniz ve telkinlerde bulunduğunuz kişi yapacaktır.